T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI Diyarbakır Ergani İlçe Halk Kütüphanesi

Gezilebilecek Yerler

GEZİLEBİLECEK YERLER

1. Çayönü Antik Kenti

Neolotik Çağ’a ait evler, ambarlar ve mezarlar yerleşik düzene geçişin en güzel örneklerini burada oluşturuyor.

Ergani ovasında bulunan Çayönü 1963 yılında keşfedilmiştir. İlk kazılar Dr. Halet Çambel ve Prof Dr. Robert J. Braidwood tarafından başlatılmıştır.

Çayönü'den ilk yerleşim M.Ö. 10200 yıllarında olmuştur ve bölgede M.Ö. 4200'lü yıllara kadar yaşanmıştır. 6000 yıl boyunca birbirinden farklı mimari tasarımlarda binalar bulunmuştur (yuvarlak planlı kulübeler, ızgara plan, taş döşemeli vs )

Çayönü kazılarında günümüze kadar gelen taş temelli kerpiç binaların ilk örneklerine rastlanmıştır.

Yerleşmenin ilk dönemlerinde daha çok domuz, geyik, yabani koyun ve keçi avlanmış olmasına rağmen Çayönü kazılarında MÖ 8500 yıllarından kalma buğday ve baklagillere rastlanmıştır. M.Ö. 6000'lere gelindiğinde Çayönü'nde yaşayan herkes kendi yiyeceğini tarımdan elde edebiliyordu. Bölgenin en önemli özelliği avcı - toplayıcı toplulukların yerleşik hayata geçişini yaşandığı yer olmasıdır.

Çayönü'nde çok sayıda küçük alet ve eser bulunmuştur. En sık av hayvanlarının kemiklerinden iğneler, saplar, oraklar çengeller ve boncuk, halka, düğme, basit kaplar ortaya çıkarılmıştır.

2. Sezai Karakoç Müzesi ve Kültür Evi

Ünlü şair ve yazar Sezai KARAKOÇ'un değerlerinin yaşatılması manasında oluşan müze ve kültür evi görülmesi gereken yerler arasında sayılmaktadır.

İki katlı olan Sezai KARAKOÇ Müze ve Kültür Evi yakından incelendiğinde; üst katı konak ve kafe olarak işletilen, yan tarafı da otel olarak kullanılan bina içerisinde yöresel faaliyetlerin yanında Sezai KARAKOÇ adına her yıl düzenlenen sempozyum da sosyal etkinlikler arasındadır.



3. Meryem Ana Kilisesi

Meryem Ana Kilisesi, Zülküfil Dağı'nın zirvesinin doğusunda, Dicle'ye bakan büyük kayanın üzerinde yapılmıştır. Ne zaman yapıldığı tam bilinmese de, Ermeni Rahip Ğugas İnciciyan kilise ile ilgili yine de bazı bilgiler vermektedir. Kilise, Ergani'den bakıldığında bulutların arasında kartal yuvası gibi heybetli durmaktadır: Zülküfil dağının diğer adı Meryem Ana Dağı (Çiyayé Meryemané)'dır.

Zirvedeki kilise, zamanında Ergani'de bulunan büyük manastırın bir parçasıydı. Zamanında muhteşem bir yapıymış. İbadethaneleri ve eğitim kısımlarının dışında misafirhaneleri, yemekhaneleri, fırınları, ahırları olan büyük bir manastırmış. Kısacası, büyük bir mabetmiş; mimari ve kullanılan malzeme yönünden tarihi bir şahesermiş. Bu kilisenin duvarlarının zamanında mükemmel çinilerle kaplı olduğu söylenmektedir. 1960'lı yıllarda bile duvarlarda cini kalıntıları bulunmaktaydı. Kilisenin Piran'a (Dicle'ye) bakan tarafında merdivenlerle inilen derin ve büyük su mahzenleri varmış. Büyük bir odaya benzeyen bu mahzen, kemerlerle ikiye bölünmüş. Bunun sonunda aynı biçimde, fakat kemersiz kar deposu varmış; sıvalı, mükemmel bir oda biçimindeymiş. Bunların dışında kilise harabelerinin ortasında yine derin ve kavisli, eğri bağımsız şekilde bir sarnıç daha varmış.Günümüzde Kalıntıları kalmış olan bu kilisenin görülmesi gerektiği kanaatindeyim.

 

4. Zülküf ve Enüş Peygamber Türbeleri

Zülküfil Pegamber Makamı

Ergani/Makam arası mesafe 5 km dir. Zülküf Peygamberin mezarının Eğil'de olduğu Zülküf dağında ise sadece makamı olduğu söylenir. Bu nedenle buraya “Makam” denir. Makamda bulunan eski mescit/türbe 1926 yılında yıkılmıştır. Burada bulunan altın gümüş gibi kıymetli eşyalarla, çok değerli halı ve seccadelerin bir kısmı Diyarbakır Vakıflar idaresine ve İstanbul’a gönderilmiştir. Mescit üst tarafı toprak kargir bir yapıydı mescide batıdan bir merdivenle girilirdi.

Enüş Peygamber Makamı

Hz. Şit'in oğlu olan Hz. Anuş (Enüş) ' un makamı görülmeye değerdir.

5. Sarnıçlar

Makam dağında iki tane sarnıç vardır. Bu sarnıçlara Zülküfül sulukları denir. Bunlardan biri  aşağı suluk, diğeri ise yukarı suluktur. Bu sarnıçlar çok eski zamanlarda yapılmış olup o dönemde kale halkının su ihtiyacını karşılıyordu.

Aşağı sulukla ilgili anlatılan bir rivayet vardır . Bir zamanlar görümce ile gelin bu suluğun içine girmişler ve bir daha çıkmamışlar. Bu yüzden gelin ile görümce bu suluğa beraber inmezlermiş.

Yukarı suluk mescidin kuzeyinde kayaların tam içindedir. Üç geniş kemer üzerine  kurulmuş büyük bir havuz  görünümünde olup yayık kemerli iki kapısı vardır. Havuza bu kapılardan girilerek merdivenle inilirmiş. Bu büyük havuz dört büyük kısımdan oluşmuş, düz ve büyük taşlardan yapılmıştır. Eskiden makama çıkanlar su ihtiyacını bu suluklardan  karşılarmış.

6. Nifi Dağı Milli Parkı ve Mesire Alanı

Nifi Dağının Oyularak mesire ve park alanı haline getirilmesi önemli bir sosyal çabadır. Ergani Kentini, kuşbakışı olarak görebilmenizi sağlayan sosyal tesis niteliğindeki bu alan çok kısa sürede gözde mekanlar arasına girmiştir. Kentin önemli piknik alanları içerisinde olan bu tesis aynı zamanda aparat konaklama yerleri sağlamaktadır.

Geniş bir alana kurulan tesiste bulunan yüzme havuzu ve araç park alanı gelenleri oldukça büyük zahmetlerden kurtarıp yazın hararetin sizi vurduğu zamanlarda serinlemenizi sağlamaktadır.

Aynı zamanda havuz başında eğlence, gece, balo, tören ve düğün gibi sosyal aktivitelere de ev sahipliği yapan tesisin Ergani Kentine kazandırdıkları yadsınamaz.